İstinye Üniversitesi

Oscar Ödülleri: Sanat, ticaret ve siyasetin kesişim noktası

Oscar Ödülleri, ya da resmi adıyla Akademi Ödülleri, sinema dünyasının en köklü ve prestijli ödülleri arasında yer alıyor. 1928 yılında tasarlanan ünlü Oscar heykelciği, ödüllerin ne kadar uzun bir geçmişe sahip olduğunu ortaya koyuyor. İstinye Üniversitesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nezih Erdoğan, Oscar ödüllerinin kamuoyundaki önemi ve 2025 Oscar ödüllerinin dağılımına yönelik görüşlerini paylaştı.

Sinemaseverlerin merakla beklediği 2025 Oscar ödülleri sahiplerini buldu. İstinye Üniversitesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nezih Erdoğan, Oscar ödüllerinin kamuoyundaki öneminden bahsederek, 2025 Oscar ödüllerinin dağılımına yönelik görüşlerini paylaştı. Prof. Dr. Erdoğan, Berlin ve Cannes film festivallerinin ödüllerinin de büyük bir prestije sahip olmakla birlikte, Oscar’ın etkisinin ve gördüğü ilginin çok daha fazla olduğunu ifade etti. Bu ilginin ardında, Oscar töreninin yalnızca bir ödül töreni değil, aynı zamanda bir gösteri olması ve Hollywood’un küresel dağıtım ağıyla filmlerini tüm dünyaya ulaştırması gibi faktörlerin yer aldığını belirtti. Prof. Dr. Nezih Erdoğan, “Bunda ödül töreninin başlı başına bir gösteri olması, ünlü modacıların da yıldızlara giydirdikleri kıyafetlerle boy göstermesi ve medyada yarattığı yankıların büyük payı var. Hepsinden önemlisi, ulusal ve bağımsız sinemaların aksine, Hollywood’un güçlü dağıtım ağı sayesinde, filmlerinin dünyanın dört bir yanındaki seyircilere ulaşabiliyor olması. Yıl boyunca izlediği filmlerin ve hayranı olduğu Hollywood yıldızlarının ödül alıp almayacağını merak eden bir seyircinin heyecan duyması son derece doğal. Dolayısıyla, Oscar ödüllerinin yaklaşık kırk milyon kişi tarafından izlenmesi hiç şaşırtıcı değil.” sözleriyle ödüllerin popüler kültürdeki yerini vurguladı. 

Oscar: Sanat mı, ticaret mi

Prof. Dr. ErdoğanOscar ödüllerinin, sayıları 10 bini aşan sinema profesyonelinin oylarıyla belirlendiği düşünüldüğünde, temelde bir endüstri ödülü olduğunu belirtti. Oylamaya katılan tüm isimlerin sektörde aktif olarak çalışıyor olmasının, kaçınılmaz şekilde ticari başarı faktörünü de ödüllerin belirlenmesinde etkili kıldığını ifade etti. Prof. Dr. Nezih Erdoğan’a göre: "Oscar, bir sanatsal mükemmeliyet ödülü olmaktan çok, endüstrinin kendi içindeki başarıyı tescillediği bir mekanizma. Filmlerin ticari potansiyeli, dağıtım gücü ve endüstri içindeki konumları burada büyük rol oynuyor.  Bu durum, Oscar’ın sanatsal kriterleri tamamen göz ardı ettiği anlamına gelmez. Ne var ki, Alfred Hitchcock’a hiçbir zaman Oscar verilmemiş olması ya da Orson Welles’in başyapıtı Citizen Kane ile yalnızca ‘En İyi Özgün Senaryo’ ödülünü alabilmesi, zaman zaman ödüllerine şüpheyle yaklaşılmasına sebep olmuştur. Sanat sinemasının öncülerinden İsveçli yönetmen Ingmar Bergman’ın, Akademi’ye gönderdiği mektupta sanatı aşağıladığını düşündüğü bir kurum tarafından ödüllendirilmek istemediğini belirtmesi, bu tartışmaların uzun yıllara yayıldığını göstermektedir.”

Toplumsal dönüşümlerin aynası: Oscar’da değişen dinamikler

Oscar ödüllerine yönelik eleştiriler yalnızca sanat ve ticaret arasındaki dengeyle sınırlı kalmıyor. Toplumların değerleri değiştikçe, ödüllerin kriterleri ve seçici kurulun tercihleri de tartışma konusu oluyor. Örneğin, Ödüllerin “çok beyaz” olduğu ve farklı etnik kökenlerden gelen sinemacılara daha fazla yer verilmesi gerektiği sıkça gündeme getiriliyor. Kadın yönetmenlerin göz ardı edilmemesi gerektiği vurgulanıyor. Elitist tutumun terk edilmesi ve ‘bilim kurgu’ ve ‘korku’ gibi türlerin de ödüllendirilmesi gerekliliği de eleştiriler arasında yer alıyor.

2025 Oscar Töreni: Tartışmaların gölgesinde bir ödül

Bu yıl Oscar ödülleri yine birçok tartışmayı beraberinde getirdi. Özellikle, ‘No Other Land’ adlı belgeselin ödül kazanması, uluslararası arenada giderek derinleşen kutuplaşmanın bir yansıması olarak değerlendirildi. Filistinli ve İsrailli sinemacıların ortak yapımı olan bu film, İsrail’in silah talimi bölgesi olarak belirlediği bir bölgedeki Filistin köylerinin boşaltılmasını konu alıyor. Film daha önce Berlin Film Festivali’nde büyük ilgi gördü, ancak Oscar ödülü alması, farklı kesimlerden sert tepkilerle karşılandı. "No Other Land" belgeselinin kabul konuşmasında Gazze'de barış çağrısı yapılması, ödül törenlerinin politik mesajlar iletmedeki rolü ve etkisi hakkında Prof. Dr. Nezih Erdoğan şöyle konuştu:

“Filmin ABD’de henüz bir dağıtımcı bulamamış olması, Oscar ödülü kazanmış olmasına rağmen politik hassasiyetler nedeniyle bazı çevreler tarafından riskli görülmesiyle açıklanabilir. Bir kesim, filmi anti-semitik olmakla suçlarken, başka bir kesim filmin “çürümüş vicdanları rahatlatmak için” yapıldığını ileri sürüyor ve İsrailli yönetmeni “Filistin’in acıları üzerinde üzerinden şöhret ve tabii bol para kazanmaya çalışan liberal bir Siyonist olmakla” suçluyor. Belgesele getirilen en sert eleştirilerinden biri, Filistin’in özgürlüğü için mücadele eden ve İsrail’i kültürel ve akademik alanlarda boykot etmeyi amaçlayan PACBI (Filistin Akademik ve Kültürel Boykot Kampanyası) tarafından dile getirildi. PACBI’ye göre, film, Filistin’in mevcut durumunu “normalleştiren” bir işlev görüyor. Belki de belgeseli sağlıklı bir şekilde değerlendirebilmek için giderek keskinleşen kutuplaşmanın dışına çıkabilmek gerekiyor.”

Oscar’ın kültürel ve politik etkisi

Oscar ödülleri vesilesiyle sanat, siyaset, cinsiyet eşitliği ve toplumsal temsiliyet gibi konular üzerine tartışmalar açılıyor. Kültürel üretim süreçlerinin ve sanatsal tercihlerin geniş bir kitle tarafından ele alınmasını sağlayan bu platform, farklı perspektifleri bir araya getirme açısından önemli bir rol üstleniyor. Prof. Dr. Nezih Erdoğan bu noktada Oscar’ların hala önemli bir tartışma alanı sunduğunu vurguluyor: "Ödüllerin kime verildiğinden ziyade, bu süreçte ortaya çıkan tartışmalar daha önemli. Sanattan siyasete, toplumsal normlardan cinsiyet rollerine kadar birçok alanda Oscar ödülleri bir diyalog başlatma gücüne sahip." 

Dolayısıyla, Oscar ödüllerinin yalnızca bir eğlence ve ödül töreni olmadığını, aynı zamanda dünya genelinde anlamlı diyaloglar başlatan bir araç olduğunu söylemek mümkün.